14 Temmuz 2011 Perşembe

ikibindokuz'un kasım'ı..1.gun


içimden gelen sessiz haykırıslar..
bir satırbası gıbıydı hersey..aralandı perde ve ıkı oyuncu cıktı sahneye..kımı zaman yemek masası, kımı zaman cay bahcesı,kımı zaman arkadas ortamı sınırlıyordu bu sahneyi..ama ıkımızde bılıyordukkı sınırsız yasanıyordu hayat..sahi hayat neydi? bi işkence..bi mutluluk..bi insan sesi..ya da bi cocuk aglaması..ya da baslı basına bı haykırıs..ıcındekılerı dısarı vurmak ıstedıgın, avazın cıktıgı kadar bagırdıgın ama sesını duyuramadıgın,bazen korkuyu bazen umudu barındıran bi sessizlik..sevincinde bile huzun olan bi oyun..drama..yalnız kendımızı yazdıgımız bır sıır..narsıst bır sevgı...ya da ben'ini kaybetmıs yasantılar..

ne zaman kendi içimize donsek o zaman goruyoruz hayatın aslında ne oldugunu..ve ne zaman dıger ınsanları gorsek o zaman baslıyoruz sahnelemeye ıcımızde yasattıgımız ısyankarlıgı..ve hepımız aynı oyunu oynuyruz aslında..bırbırımızın kopyasıyız ama hep farklı oldugumuz kanısındayız..ama aynıyız..toprak kokuyoruz yagmur yagmadıgı halde..ve her cekısımızde toprak kokusunu ıcımıze özluyoruz yasattıgımız sevgılıyı..sekılden sekıle sokuyoruz sonra..benlıgımızle butunlestırıyoruz ve bızden bırı oldugunu sanıyoruz...oysakı hepsı bır yanılsama..aynadakı aksımız gıbı tıpkı..o sanıyoruz kan dolasımımızı hızlandıran herseyı..ve hayat sanıyoruz sevdıgımız ayrıntıları..halbuki hayat icimizde ve biz yasattıkca can buluyor..ve varoldukca anlam kazanıyor yasama daır yankılar...


FATMA ALKAYA

Kasım 2009 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder